Cumhuriyetin 100. kuruluş yılı etkinlikleri çerçevesinde Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nde “Cumhuriyeti’n Yüzüncü Yılında Türk Demokrasisi” başlıklı konferans düzenlendi.
Turgut Özal Üniversitesi Konferans Salonunda gerçekleştirilen etkinliğe 2. Ordu Komutanı Garnizon Komutanı Tümgeneral Tuncay Altuğ, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Çolak, İl Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Erdal, Battalgazi Belediye Başkan Yardımcısı İsmet Sarıgül, Yeşilyurt Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Cüreoğlu, kurum amirleri, öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı.
Programın açılışında konuşan Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, 100 yıl önce milli iradenin temel ilke olarak benimsediği Cumhuriyetin, her gün biraz daha güçlenerek yüzüncü yılına eriştiğini belirterek, “Coğrafi olarak çevremizin adeta ateş çemberine döndüğü bu günlerde Cumhuriyete ve demokrasiye, millet devlet bütünleşmesine her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Türkiye Cumhuriyeti’nin Ortadoğu’da yanan bu ateşi söndürebilecek baş aktörlerden biri olarak görülmesi, ekonomik gücünden çok kadim devlet geleneğinden ve yüzyılı aşkın demokrasi tecrübesinden ileri gelmektedir” dedi.
Açılış konuşmasından sonra geçilen konferansta Malatya Turgut Özal Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuzhan Göktolga, ‘Cumhuriyetimizin 100. yılında Türk Demokrasisi’ başlıklı sunumu gerçekleştirdi.
Yunanca bir kelime olan demokrasinin halkın iktidarı anlamına geldiğini ifade eden Göktolga, “Cumhuriyet terimi ise halka ait olan devlet anlamına gelmektedir. Demokrasi ve cumhuriyet birbirlerini tamamlayan iki kavram. Demokrasiyi Cumhuriyetsiz, cumhuriyeti de demokrasisiz kurgulayabilmek pek mümkün durmuyor. Türk demokrasi tarihini anlatırken ilk değinmemiz gereken nokta şu ki Cumhuriyetimiz bugün yüzüncü yılında ama Türk demokrasisinin yaklaşık iki yüz yıllık bir tarihi var. Yani demokrasi çabaları Cumhuriyet öncesinde, yani Osmanlı döneminde başlıyor” ifadelerine yer verdi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin başlangıç tarihinin 29 Ekim 1923 olduğunu ifade eden Göktolga, “Cumhuriyetin ilk yıllarında fırkalar kurulmuş 1946 yılında da Demokrat Parti kurularak aynı yıl çok partili sisteme geçilmiştir. !960 darbesi, 1971 muhtırası ve 1980 darbesi demokratik kesintilere sebep olmuştur. Fakat bu müdahalelerde bile akabinde seçimler yapılarak hemen demokratik işleyiş devam etmiştir. Üniversitemizin ismini kendisinden aldığı merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal da Türkiye’de bir zihniyetin dönüşümü gerçekleştirmiştir. Özal geleneklere bağlı kalınarak da modern dünyaya uyum sağlanabileceğini göstererek devlet-millet bütünleşmesi yolunda önemli bir katkı sağlamıştır. 28 Şubat 1996’da postmodern darbe olarak sevimlileştirilmeye çalışılan, ama aslında siyasal işleyişe müdahale edilip hükümetin değiştirilmesiyle sonuçlanması nedeniyle darbe olan bir müdahale daha yaşandı. 15 Temmuz 2016 tarihi Türk demokrasisinin bugüne kadarki seyri içerisinde şimdiye kadarki en önemli tarihtir. Çünkü 15 Temmuz’da demos, Cumhuriyetine sahip çıkmıştır. 15 Temmuzdaki darbenin başarısızlığında önemli bir rolü olan ve bence çok fazla zikredilmeyen bir faktör daha var. Demokrasiye inanmış Türk askeri. Türk askeri generalinden, komutanına, uzman çavuşuna, astsubayına kadar herkes demokrasiye sahip çıkmıştır. 2017’de kabul edilip 2018’de yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye’de demokrasi kültürünün gelişmesinde önemli bir olumlu etkiye sahip olacaktır. Demokrasinin inişli çıkışlı seyrinde sürekli gelişme göstermiş olması oldukça önemlidir. Özellikle son 60, 70 yılda sanayileşme, kentleşme, eğitim düzeyinin artmasıyla çevre olarak tabir edilen toplumsal kesimler merkeze doğru hareketlilik göstermektedir. Devlet millet bütünleşmesinin giderek genişlemesi, Türk demokrasisinin giderek güçlenmesi anlamına gelecektir. Bize düşen de millet olarak devlete sadakat, devlet olarak millete hizmet etmek düsturunu ilke edinmektir” diye konuştu.